01.05.2000


1 MAYIS

 Saadet Arıkan Özkal

Bugün 1 Mayıs. İşçinin, emekçinin bayramı. Ya da, nişan yüzüklerimizdeki tarih. Bir gün önceden takılan, ama herkese İzmir’de, Konak Meydanında açıklanan beraberlik kararı işareti. Kimileri sevinmiş, kimileri bozulmuştu; haber vermedim diye bana küsen bile oldu. Sana da küsen var mıydı?

Körle yatan şaşı kalkarmış ya, ben de galiba gitgide sana benziyorum. İçimden, sabah (şu anda saat 0:50) sokağa sağ elimde nişan yüzüğümüzle çıkmak geliyor; sonra da elimi öne uzatarak, tanıdıklara, “Ben nişanlandım!” diye bağırmak. Ne yaparlar acaba? Kimler sevinir, kimler bozulur? Kimler bana küser? Sevinen, bozulan, küsenlerin toplama oranı ne kadar olur? Bu oranlar 1979’daki oranlardan ne kadar fark eder? Bozulanlar oranında artma mı olur, azalma mı? Sevinenler oranı azalır mı, artar mı? Küsen oranı sıfır mı olur, yüzde yüz mü? Yoksa, umurunda olmayanlar diye yeni bir kategori mi ortaya çıkar?

Ne yazık ki bunu hiçbir zaman bilemeyeceğim; çünkü sana biraz benzemişsem bile bu espriyi beş gün öncesinden planlayıp nişan yüzüğünü hazır edecek kadar benzememişim. Bir ay önce nişan yüzüklerimizi kasaya koydum ve kasa bana ait olmadığı için sabah açmam çok zor; çünkü bu espriye başkasını dahil etmek istemem. Ayrıca, biz seninle bir tarihte o yüzükleri takmamaya karar verdik ve o günden sonra hiç takmadık; anımsıyorsan, bir yüzükle insanlara evli olduğumuzu ilan etmenin anlamsız olduğunu düşünmüştük. Yüzüğün seninle ya da benimle ilgilenebilecek insanlara, baştan “Benimle ilgilenme!” demekten farkı olmadığına, bunun da her şeyden önce senin ve benim kişisel özgürlüklerimizi kısıtladığına, ikimizin özgür seçimine ve tercihine bağlı bir birlikteliği zedelediğine karar vermiştik.

Bugün hayatta olsaydın sabah o yüzüğü seve seve yeniden parmağıma takardım. Ama sen yoksun ve ben sırf insanların tepkisini ölçmek için, sırf bir espri uğruna yüzüğünü parmağıma geçiremem. Boş ver, oranlar neyse ne; ben yüzüğümü, yüzüklerimizi kasada saklayayım! Ve eski günlerdeki gibi bağırayım: Yaşasın 1 Mayıs!



01.05.2000

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kadın Gözüyle Okuyunca - Can Yücel (3)

Kadın Gözüyle Okuyunca - Can Yücel (4)

Kadın Gözüyle Okuyunca - Atilla İlhan (1)