Annemin Öyküleri - Dansöz Olmaktan Vazgeçtim
DANSÖZ OLMAKTAN VAZGEÇTİM
Dansöz olmaktan vazgeçtim. Çünkü
annem istemiyor: “Aa, dansöz mü olunurmuş!”
Ne olunur, bilmiyorum. Doktor
olunabilir tabii. İnsanları iyileştirmek iyi bir şey. Hele bir de Doktor
Pasteur gibi bir aşı falan bulursan.
Bu saatten sonra ne aşısı bulunur
ki? Verem aşısı mı? O zaten bulunmuş. Onu bacağıma yapmaları şart mıydı sanki? Derim
önce kabardı, sonra içine göçtü. Aşı maşı derken bir yerim çirkinleşti. Ya
yarın dansçı olursam? O yara kötü görünmez mi?
Boş ver! Dansöz olmaktan
vazgeçtin ya! Çirkin olsan ne olur?
Annem benden ne istiyor
bilmiyorum. İyi bir öğrenci olmamı istiyor, o kadarını biliyorum. Ama ben zaten
iyi bir öğrenciyim. Bütün notlarım pekiyi. Üstelik romatizma yüzünden bir ay
okula gidemediğim halde…
Romatizmalı günlerimde ders falan
çalışmadım tabii. Radyo dinledim, roman okudum. Okula ilk gittiğim gün öğretmen
ortaya bir soru sordu. Bir tarih sorusu. Sınıfın bütün kızları bir anda ayağa
fırladı (bizim sınıfta böyledir, kızlar her şeyi bilir, oğlanlar biraz tutuktur),
hepsi sağ ellerini yumruk yapmış, dimdik yukarı kaldırdıkları işaret
parmaklarını sallayarak ve “Öğretmenim, öğretmenim!” diye bağırarak kendilerine
söz verilmesini istiyorlardı.
O anda ben ne yapacağımı
şaşırdım. Soruyla ilgili hiçbir fikrim yoktu. Öteki kızlar gibi ayağa fırlayamazdım.
Ya öğretmen beni seçerse? Ne cevap verirdim? Ama oğlanlar gibi pısıp oturmayı
da kendime yakıştıramadım. Sonunda yarım bir parmak kaldırmanın en iyisi olacağına
karar verdim. Oturduğum yerde dirseğimi masaya dayayarak elimi yumruk yaptım,
işaret parmağımı hareketsiz bir şekilde havaya dikip bekledim.
Saadet Arıkan Özkal
Yorumlar
Yorum Gönder