Dul


DUL


Faruk'a...


Biliyor musun, ben artık “dul”um. Yeni kategorim bu. İyi de, bu kateogoride nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum. Sen de bana hiç yardımcı olmuyorsun.

Yirminci yüzyılın başında, Trobriand Adalarında olsam kolaydı. Üç ay, beş ay, her neyse, yas tutardım: Kara boyalar, saç kesme, kirpik yolma (yoksa o başka bir durumda mıydı?). Sonra hayatını yaşa.

Oysa burada, yirmibirinci yüzyılda Türkiye’de adım, “ömür boyu dul”. Yarın Muhtar’a gidip nüfus kâğıdımı değiştireceğim, “dul” diye. Ya da değiştirmeyeceğim, “ömür boyu evli” kalacağım. Şimdi soruyorum sana, ömür boyu dullar ya da ömür boyu evliler ne yapmalı?

Geçen gün yeni bir dostum —erkek— bana çiçek getirmiş. Bilirsin, çiçekleri severim, manavdan alınmışlarına biraz itiraz etsem de yine de severim. Hele de onyedinci evlilik yıldönümüne rastlayan Sevgililer Gününde kokulu on yedi pembe gülden ve onyedi yılın tek canlı meyvesini simgeleyen bir kırmızı gülden oluşan, ciddi bir çiçekçiden alınmış sepetlere bayılırım.

Bu öyle bir şey değildi. Bir demet sade, sarı frezya. Bir demet bahar çiçeği. Bir zeytin dalı gibi. Daha doğrusu, karayemiş dalı. Arkadaşım Trabzonlu da. (Hani şu sana yirmi yıl boyunca sözünü ettiğim, ama seni varlığına bir türlü inandıramadığım, üzüm gibi salkıma dizilmiş, ama salkımı daha çok zeytin dalına benzeyen buruk meyve.)

Çiçekler olay oldu. Kimisi, “Artık sana çiçekler de geliyor!” gibisinden kinayeli laflar etti. Kimisi, hiyerarşiden ötürü bana doğrudan bir söz edemeyecekler, garip garip bakmakla yetindi. Kimisi, “Ah, siz!” diye mırıldandı.

Sarı frezyalar hiçbirine aldırmadı, senin fotoğrafının yanında, lacivert bir vazoda (Fenerbahçe!) kokularını gün boyu saldı durdu. Ama ben “dul”, çiçekler kadar olamadım; hepsine aldırdım. O gece sabaha kadar ağladım. Bir demet çiçeği bana çok gördüğünü hissettiren bir dünyada yaşamak istemedim. O gece sana ilk mektubumu yazdım. Yirmi yılda birbirimize mektup yazacak kadar ayrı kalmamışız ki hiç!


     Saadet

26.04.2000

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kadın Gözüyle Okuyunca - Can Yücel (3)

Kadın Gözüyle Okuyunca - Can Yücel (4)

Kadın Gözüyle Okuyunca - Can Yücel (1)