Annemin Öyküleri - Mayo


MAYO

Oğlanlar beyaz ya da siyah ince donlarıyla bağıra çağıra kayalardan denize atlıyorlar. Biraz yüzüyor, yeniden kayalara çıkıyor, yeniden atlıyorlar. Yeniden yüzüyor, yeniden çıkıyor, yeniden atlıyorlar. Ben anneannemin elini tutmuş, yürüyorum.

“Anneanne, ben de denize girsem?”

“Olmaz! Sen kızsın. Denize giremezsin. Hele donla hiç giremezsin. Büyüyünce sana mayo alırız. Güzel, askılı mayolar. Mesela mavi. Ya da kırmızı. O zaman girersin. Ama şimdi olmaz.”

“Neden olmaz, anneanne?”

“Olmaz da ondan. Burada kızlar denize girmez.”

“Kızlar nerde denize girer, anneanne?”

“İstanbul’da, Caddebostan plajında. Sen de orada girersin.”

“Orada kayalardan da atlayabilir miyim, anneanne?”

“Hayır, orda kaya yok, sadece kumsal var. Orda kumda güneşlenirsin. Esmerleşirsin; sevgilinle sarmaş dolaş sohbet edersin. Sevgilinin adı Fuat olur belki. Çok yakışıklı bir genç... Birlikte yüzersiniz onunla.”

“Peki, nasıl yüzerim anneanne?”

Anneannem şöyle bir yüzüme bakıyor, sonra, “Yat bakalım yere!”diyor.

Kendimi yol kaplamasının üstüne yüzüstü bırakıyorum.  Kaplamanın üstünde sürünürken anneannemin komutlarıyla kollarımı sırayla atıp bacaklarımı çırpıyorum. Kaplama dalgalanmaya başlıyor, beni kaldırıyor, kaldırıyor, yüzeyinde kayık gibi kaydırıyor. Kayaların önüne gelene kadar gidiyorum. Oğlanlar kayanın üstünden şaşkın bakışlarla bir benim kırmızı mayoma, bir kendi beyaz, kara donlarına bakıyorlar; sonra hemen denize atlayıp donlarını suyun içinde gizliyorlar.

Ben geri dönüp anneannemin yanına geliyorum. “İyi yüzdüm mü, anneanne?”

“Evet, çok iyi yüzdün.”

“Ama Fuat’ı göremedim, anneanne. O nerde?”

“Burda değil. Ama merak etme, bir gün senin yanında olacak. Birlikte yüzmeye gideceksiniz. Gece dansa da gideceksiniz. Onunla çok eğleneceksiniz.”

“Peki, şimdi neden burda değil, anneanne? Şimdi olsun! Şimdi yüzmeye gitsek olmaz mı?”

“Olmaz! Burada olmaz! Hadi, şimdi mayonu çıkarıp elbiselerini giydirelim, ıslak kalıp üşütme.”

Anneannem beni giydiriyor, sonra elimi tutuyor, yürüyoruz. Oğlanlar donlarıyla hâlâ kayalardan atlıyorlar. O sırada aklıma geliyor: “Peki, yüzmeye gittiğimizde Fuat ne giyecek, anneanne? Don mu?”

“Hayır,” diyor anneannem, “o da mayo giyecek. Ama seninki gibi değil; askılı değil, kırmızı da değil, erkek mayosu. Don gibi ama kalın kumaştan. Lacivert ya da koyu yeşil.”

 Saadet Arıkan Özkal

23.04.2000

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kadın Gözüyle Okuyunca - Can Yücel (3)

Kadın Gözüyle Okuyunca - Can Yücel (4)

Kadın Gözüyle Okuyunca - Atilla İlhan (1)